Şu tarihte

Sanatorium Pod Klepsydra (1973)

Sanatorium Pod Klepsydra, kafası çok güzel bir film.

Hazır anlamsız yoğunluktan biraz uzaklaşmışken kendimi LED perdenin karşısına atmak gerekti.

Sanatorium Pod Klepsydra

Kum Saati Sanatoryumu / Sanatorium Pod Klepsydra

Türkçesi ile Kum Saati Sanatoryumu 1973 yılında çekilmesine rağmen gerek görüntü yönetmenliği gerek sanat yönetmenliği ile zamanının ötesinde bir film.

Konu

Genç bir adam, ölmek üzere olan babasını ziyaret amacıyla sanatoryuma gelir. Burası genç adama tuhaf görünür ve hatıralarının canlanmasına neden olur. Sıradışı atmosferiyle, olağanüstü bir iç macera.

Hayranları arasında David Lynch, Francis Ford Coppola ve Quay kardeşler gibi isimler bulunan Polonyalı yönetmen Wojciech Has, hâlâ şiddetle keşfedilmeyi bekleyen usta bir yönetmen. 1965 tarihli kült klasiği Zaragoza´da Bulunmuş Elyazması dışındaki filmleri izleyici karşısına nadiren çıkabilmişti. Zamanında Polonya tarafından yurtdışına çıkarılması yasaklanan Kum Saati Sanatoryumu, gizlice gönderilen kopyasıyla Cannes´da gösterilmiş ve Jüri Özel Ödülü kazanmıştı. 2000´lerde, kopyası Martin Scorsese sayesinde restore edilen film, hikâyeden çok biçim ve atmosferle ilgilenen, görüntü yönetimiyle büyüleyen fantastik, sürreel bir düş. Ya da Derek Elley´nin deyişiyle “Akıllara durgunluk veren bir çalışma, Mahler´in bütün senfonilerinin bir araya toplanmasının sinematografik muadili.”

Kum Saati Sanatoryumu

Kadro

Yönetmen: Wojciech Has

Senarist: Wojciech Has / Özgün Yapıt: Bruno Schulz

Görüntü Yönetmeni: Witold Sobocinski

Kurgucu: Janina Niedwiecka / Özgün Müzik: Jerzy Maksymiuk

Oyuncular: Jan Nowicki, Tadeusz Kondrat, Gustav Holoubek, Halina Kowalska, Irena Orska, Mieczyslaw Voit

Yorum

Film, Bruno Schulz'un aynı isimli kitabından uyarlanmış - Türkçe'ye çevrilmemiş ne yazık ki, zaten Schulz'un 2 tane çevrilmiş kitabı var.- Filmi izlerken hiç bir şey anlamamak gibi bir duruma düşülüyor, senaryo ilginç ve bana kalırsa ne yönetmenin ne de filmi yapanların pek umrunda olmamış daha çok görüntü ve ortama önem verilmiş, onun da hakkı verilmiş. Sürreal yapımlardan hoşlananlar için ideal. Bu yıl yapılan İstanbul Film Festivali'nde de gösterilmiş, tabi ki gidemedim (üzdü). Unutmadan IMDB puanı da 7.8.