- Şu tarihte
Son Günler: Olimpiyatlar ve Suriye
Uzun bir süredir yazmadığımı farkettim ve en iyi malzemenin gündem olduğuna karar verip iki kelam edeyim dedim,naçizane okuyacaklarınızın hepsi benim görüşümdür darılıp üzülmece olmasın.
Malum şu sıralar geçen kaybettiğimiz 2020 olimpiyatları yoğun bir gündem oluşturmakta ilk önce ona değineyim.
Türkiye'nin Olimpiyat İmtihanı
7 Eylül'de Buenos Aires'de yapılan 2020 Olimpiyatları'nın yapılacağı şehrin seçimleri ve sonuçları bizde de yoğun bir şekilde izlendi,hüzünlenildi,sevinenlerde oldu tabi ki.
Şahsi kanaatim Olimpiyatlar bize verilseydi ne olurdu? Size söyleyeyim tamamiyle siyasi üstünlük aracı olacaktı.Savaş çığırtkanlığı yapan Sn. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan beyfendinin komite önünde "Olimpiyatlar bölgeye barış getirecek." demesi bile bunun bir göstergesidir.Mevzunun bize verilip-verilmemesi değil 7 yılda TOKİ betonları yığabilir gayet tabi.Fakat havuza kadınlı-erkekli girilmesinin bile hoş karşılanmadığı/ayrıldığı ülkemizde yarı çıplak atletlerin koşmasını nasıl izleyeceğiz? (yazar burada acı bir gerçeğe parmak basıyor.)
HATIRLATMA: Gelinliğiyle çıktığı dünya turunda, sadece Türkiye'de tecavüze uğrayıp öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca ve Amerika'dan Türkiye'ye gelip yine tecavüze uğrayıp öldürülen Sarai Sierra gibi vakalar bile az önce üstte yazdığım acınası halimize iki örnektir.Kendi ülkemizde bile ne tür hayvanlıklar yapıldığını siz daha iyi biliyorsunuz.
Bu "olimpiyata hazırız" lafı sadece betonarme yapılarla alakalıysa en kralı biz olabiliriz,fakat olimpiyat sadece sahalardan,ekipmanlardan,betonarme yapılardan önce insanlığın bir simgesi değil mi?
Tanıtım aslında gayet iyiydi fakat Tokyo'nun nükleer mevzusu dışında herhangi bir pürüzü yoktu,Türkiye'nin bulunduğu Suriye durumu,Gezi Parkı olayları ve artık dünyanın tanıdığı RTE otokrasisi sebebiyle oy üstünlüğünü sağlayamadığını düşünüyorum. Evet Tokyo güvenli liman.
Sultanahmet Meydanı'nda bulunan dev ekrandan takip eden insanlar üzüldüler çünkü yıllardır olimpiyat bir simge,bir güç gösterisi.
Belki tek üzüldüğüm taraf bu insanların haliydi,fakat olimpiyatları haketmiyorduk gerçekçi olalım.
Sonuçlar açıklandıktan sonra başlayan "suçu kime atacağız" menvalli beklediğim manşetler ise birbir geldi,beklediğim yerler beni şaşırtmayarak imzalarını attılar.
Ensonhaber adlı haber sitesinin sonuçlar hemen açıklandıktan sonraki haberi şu şekildeydi:
Onlar adına utanıyorum fakat bu kadar saçmalık olamaz.
Tabi ki bunlarla kalmadılar,asıl bombalar twitter'dan geldi.
Tüm siyasi tarihimizdeki en tiksinç kişilik "Melih Gökçek" yine doğmamış çocuğa don biçerek olimpiyatları bize verdi,zaten üslup konusuna hiç girmiyorum değil bir belediye başkanına bir insana bile yakışmayacak "nefret söylemi" içinde kendisi,trollüğünde kendisine başarılar diliyorum.
Eğer bir gün siyaset okursam Melih Gökçek üzerine tez hazırlamayı düşünüyorum ciddiyim.
Bir diğer bomba da Suat Kılıç'tan geldi,aslında o da şaşırtmadı ilginç bir abimiz,saygılarımı sunuyorum kendilerine:
Kına stokları tükenmiş! - Suat KILIÇ (@suatkilic) ilgili tweet
Gecesini gündüzüne katıp 16 saat uçanlar, THY'ye sırf uçak parası olarak 915 bin TL (dokuzyüz onbeş bin türk lirası) dökmüş bunu da buraya not düşelim.
Bu konuda sözün özü şudur ki: "Darısı 2024'e."
Şimdi gelelim asıl sorunumuz olan ciddi savaş hazırlıkları içinde olduğumuz Suriye meselesine;
Ortadoğu için yine kan akıtma zamanı
Evet gerçekten yüzyıllar boyunca tarihin doğduğu Ortadoğu bir tür çekişme merkezi olmuş,halen de olmakta ilginç değil mi?
Son iki yıldır adeta iç savaşta olan Suriye,kısa bir süre önce "kimyasal silah" kullanıldığı gerekçesiyle dünya gündeminin ilk sırasında.
Malum kimyasal silah gayet tehlikeli bir unsur ve özellikle Türkiye Suriye'yle olan kötü ilişkisiyle hedef tahtası olabilir.Amerika böyle bir silah kullanıldığından emin fakat birçok ülke Birleşmiş Milletler raporunu bekliyor,malum bu raporun bağlayıcı olma durumu var.Şayet durum pozitif çıkarsa muhtemelen belirli bir operasyona veya ciddi bir savaşa girileceği belli gibi.Söz konusu bölge,Suriye sınırındaki kentlerimizi tehdit ediyor fakat Suriye'nin elinde bulunan füzeler diğer kentleride ciddi bir sıkıntıya sokacağa benziyor.
Hemen burada bir bilgi geçeyim,Milli Savunma Bakanlığı 4x4 jip sahiplerine yazı göndererek gelecek bir emirle jip sahiplerinin 6 saat içinde belirtilen birliklere teslim edilmesi gerektiğini belirtti. (kaynak: Hürriyet: 4x4'lere Seferberlik Emri
Muhtemelen bir anket yapılsa şu anda Suriye'ye savaşa girmemizi isteyen taraf ciddi azınlıkta kalacaktır. Fakat yüce hükümetimiz ve saygıdeğer başbakanımız bu konuda ciddi gözüküyor.
Aslında şu yorum tam da durumumuzu özetler nitelikte: "100 yıl önce emperyalizmle savaşanlar,100 yıl sonra emperyalizme maşa oldu."
Yapılacak bir müdahalenin asıl amacının Suriye'de akan kanın durması olduğunu düşünenler büyük bir gaflet içinde olduğuklarını izleyip görecekler,daha öncede yaşananlar bunu kanıtlar nitelikte (bkz. 2003 Irak İşgali)
Söz konusu petrol ve yeraltı kaynakları olunca gözü dönen malum emperyalistler,Mısır'da ki darbeye ses çıkarmayan Avrupa'lı ülkeler şimdi Suriye'de kanı durdurmayı planlıyorlar. (Not: rabiacı değilim.)
Sözüm meclisten içeri
Şayet ciddi ciddi Türk askeri Suriye'ye girecek ve bu mecliste onaylanacaksa vay halimize,hatırlatmak gerekirse PKK'da geri çekilmenin durduğunu açıkladı.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "fail" olan sıfır sorun politikası malumunuz sıfır dostluk politikasına dönüştü.Ters düşülen bir durumda cephe alacağımız tek düşmanımız olmayabilir.Bu da bize koyabilir.